Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York’ta ortaya çıkan bir 20. asır sanat akımıdır.
Spontanlığa ve romantik ifadeye verdiği ehemmiyet, betimsel olmayan şekil ve tekniklerin kullanımıyla öne menfaat.
Hareketin biri olan adları içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko ve Franz Kline içeriyor.
Soyut Ekspresyonizm, Batı sanatındaki geleneksel temsil odaklı anlayışa bir reaksiyon olarak ortaya çıkmıştır.
Uygulayıcıları daha ifadeci ve şahsi olan yeni bir sanat türü yaratmayı amaçladılar.
Sanatın reel dünyanın bir yansıması olması gerektiği fikrini reddettiler ve bunun yerine tamamen soyut ve temsili olmayan eserler yaratmaya çalıştılar.
Soyut Ekspresyonizm hem de 1940’lı yılların sosyal ve siyasi çalkantılarına karşı bir tepkiydi.
Uygulayıcıları dış dünyanın kısıtlamalarından uzak bir sanat yaratmayı amaçladılar.
Sanatın, savaşın dehşetinden ve harp sonrası son zamanların belirsizliğinden bir kaçış yolu olabileceğine inanıyorlardı.
Soyut Ekspresyonizm çağıl sanatın gelişiminde mühim bir etkiye haizdir.
Spontanlığa ve romantik ifadeye verdiği ehemmiyet, Renk Alanı resmi ve Minimalizm şeklinde daha sonraki akımların gelişmesine zemin hazırladı.
Soyut Ekspresyonizm günümüzde 20. yüzyılın en mühim ve müessir sanat akımlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Soyut Ekspresyonizm | Sanatsal Hürriyet |
---|---|
1940’larda New York’ta ortaya çıkan çağıl sanat akımı. | Hiç bir engelleme olmaksızın kendini anlatım etme özgürlüğü. |
Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri: | – Temsili olmayan biçimlerin kullanması |
– Spontaneliğe ve duyguya vurgu | – Yürekli renklerin ve jestsel fırça darbelerinin kullanması |
Soyut Ekspresyonizmin başlıca sanatçıları şunlardır: | – Jackson Pollock |
–Willem de Kooning | – Mark Rothko |
II. Soyut Ekspresyonizm
Soyut Ekspresyonizm 1940’larda ve 1950’lerde New York City’de ortaya çıktı. 20. yüzyılın başlarında baskın olan temsili sanata karşı bir tepkiydi. Soyut Ekspresyonistler hiç bir kaide ya da geleneğe bağlı olmayan ve kendi şahsi duygularını ve deneyimlerini anlatım eden sanat yaratmaya çalıştılar.
Soyut Ekspresyonist sanatın ilk büyük sergisi 1946’da New York Çağdaş Sanat Müzesi’nde düzenlendi. “Yeni Amerikan Resmi” başlıklı sergi, Soyut Ekspresyonizm’i daha geniş bir kesime tanıttı ve sanatta mühim bir yeni hareket olarak yerleşmesine destek oldu.
Soyut Ekspresyonizmin biri olan adları içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko ve Franz Kline vardı. Bu sanatçıların tüm bunlar çok bireyseldi, sadece boyanın anlatım potansiyelini ve sanat ile bilinçaltı arasındaki ilişkiyi keşfetme hikayesinde ortak bir ilgiye sahiptiler.
Soyut Ekspresyonizm, 1940’lı ve 1950’li yıllarda Amerikan sanatında mühim bir güçtü ve dünya genelinde çağıl sanatın gelişimi üstünde mühim bir tesiri oldu.
III. Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York City’de ortaya çıkan bir çağıl sanat tarzıdır. Spontanelik ve romantik ifadeye vurgu yapması ve temsili olmayan biçimler ve teknikler kullanımı ile karakterize edilir.
Soyut Ekspresyonist resimler çoğu zaman yürekli renk kullanması, jestsel fırça darbeleri ve net bir merkezi odak noktasının olmamasıyla karakterize edilir. Bu eserleri yaratan sanatçılar çoğu zaman bilinçaltını keşfetmekle ve kendi manevi hislerini ve duygularını anlatım etmekle ilgileniyorlardı.
Soyut Ekspresyonizm, Amerikan sanatında mühim bir hareketti ve dünya genelinde çağıl sanatın gelişiminde mühim bir etkiye sahipti. Soyut Ekspresyonizm ile ilişkilendirilen sanatçıların bir çok artık 20. yüzyılın en mühim ve müessir sanatçılarından bazıları olarak kabul ediliyor.
IV. Soyut Ekspresyonizmin Başlıca Sanatçıları
Aşağıda en meşhur ve müessir Soyut Ekspresyonist sanatçılardan bazılarının sıralaması yer verilmiştir:
- Jackson Pollock
- Willem de Kooning
- Mark Rothko
- Franz Kline
- Robert Motherwell
- Barnett Newman
- Clyfford Hala
- Reklam Reinhardt
- Lee Krasner
Bu sanatçıların tüm bunlar, çoğu zaman yürekli renkler, jestsel fırça darbeleri ve temsili olmayan imgeler içeren benzersiz ve etkisinde bırakan fotoğraf stilleriyle tanınırlar. Emekleri, çağıl sanatın gelişiminde derin bir tesir yaratmıştır ve dünya çapındaki sanatçılar ve sanatseverler tarafınca beğenilmeye ve incelenmeye devam etmektedir.
V. Soyut Ekspresyonizm Teknikleri
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York’ta ortaya çıkan bir fotoğraf stilidir. Spontanelik ve romantik ifadeye vurgu yapması ve yürekli renkler, jestsel fırça darbeleri ve temsili olmayan formlar kullanımı ile karakterize edilir.
Soyut Ekspresyonist ressamların kullandıkları teknikler çok çeşitlidir, sadece en yaygın olanlardan bazıları şunlardır:
- Damla boyama
- Dökme boya
- Sprey boyama
- Sürtünme
- Hamur harcı
Damlama fotoğraf, boyanın direkt tuvale damlatıldığı ya da döküldüğü bir tekniktir. Bu, bir spontanelik ve hareket hissi yaratabilir ve ek olarak sanatçının boya akışını denetim etmesine ve ilgi çekici dokular yaratmasına imkan tanıyabilir.
Dökme boyama benzer bir tekniktir, sadece boya damlatılmak yerine tuvale dökülür. Bu daha akışkan ve doğal bir manzara yaratabilir ve ek olarak ilgi çekici desenler ve şekiller kurmak için de kullanılabilir.
Sprey boyama, boyanın bir aerosol kutusu kullanılarak tuvale püskürtüldüğü bir tekniktir. Bu, oldukca dokulu ve resimsel bir manzara yaratabilir ve ek olarak yürekli ve canlı renkler yaratmak için de kullanılabilir.
Scuffing, sanatçının bir çalgı kullanarak resmin yüzeyinde çizikler ya da izler oluşturduğu bir tekniktir. Bu, bir hareket ve enerji hissi yaratabilir ve ek olarak resme doku ve derinlik katmak için de kullanılabilir.
Impasto, sanatçının boyayı tuvale kalınca bir halde uyguladığı bir tekniktir. Bu, oldukca dokulu ve 3d bir manzara yaratabilir ve ek olarak kalınca ve etkisinde bırakan fırça darbeleri kurmak için de kullanılabilir.
Soyut Ekspresyonizm, son aşama dışavurumcu ve subjektif bir fotoğraf stilidir ve Soyut Ekspresyonist bir fotoğraf yaratmanın doğru ya da yanlış bir yolu yoktur. En mühim şey, gözlem yapmak ve kendinizi yaratıcı bir halde anlatım etmenize imkan tanıdıkları olan bir teknik bulmaktır.
VI. Soyut Ekspresyonizmin Teknikleri
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York City’de ortaya çıkan bir fotoğraf stilidir. Jestsel fırça darbeleri, temsili olmayan formlar ve yürekli renkler kullanımıyla karakterize edilir. Soyut Ekspresyonistler çoğu zaman büyük tuvaller üstüne fotoğraf yaparlardı ve emekleri çoğu zaman romantik yoğunluğu ve bilinçaltını keşfetmesiyle karakterize edilirdi.
Soyut Ekspresyonizm ile ilişkilendirilen bir takım değişik teknik vardır. En yaygın olanlardan bazıları şunlardır:
- Damlatma: Bu teknik, boyanın bir fırça ya da başka bir nesneden direkt tuval üstüne damlatılmasını ihtiva eder.
- Dökme: Bu teknikte boya bir kaptan tuval üstüne dökülür.
- Spreyleme: Bu teknikte boya, sprey kutusundan tuvale püskürtülür.
- Karalama: Bu teknik, boyayı tuvale pürüzlü, dokulu bir halde uygulamayı ihtiva eder.
- Pasto: Bu teknikte boya kalınca katmanlar halinde tuval üstüne uygulanır.
Soyut Ekspresyonistler, bu teknikleri çoğunlukla anlatım edici ve romantik resimler yaratmak için kullandılar. Bilinçaltını keşfetmekle ve insan deneyiminin özünü yakalamakla ilgilendiler. Emekleri çoğu zaman harp sonrası son zamanların kargaşa ve bunalımlı politik ve toplumsal iklimini yansıtıyordu.
Soyut Ekspresyonizm, 20. yüzyılın en mühim ve müessir sanat hareketlerinden biridir. Sanat ve kültür üstünde derin bir tesiri olmuştur ve mirası günümüzde sanatçılara esin vermeye devam etmektedir.
VII. Soyut Ekspresyonizmin Eleştirisi
Soyut Ekspresyonizm, temsili içeriğin eksikliği, algılanan seçkincilik ve Soğuk Cenk’la ilişkilendirilmesi şeklinde muhtelif nedenlerle eleştirilmiştir.
Birtakım eleştirmenler Soyut Ekspresyonizmin sanat olmadığını, şu sebeple tanımlanabilir hiç bir şeyi tasvir etmediğini savundular. Hareketin, reel bir anlamı ya da kıymeti olmayan, yalnız kendi kendini şımartan bir şekil ve teknik egzersizi bulunduğunu savunuyorlar.
Öteki eleştirmenler Soyut Ekspresyonizm’i elitist olmakla suçladılar. Hareketin yalnızca eğitimli seçkinlerden oluşan ufak bir gruba aleni bulunduğunu ve yaklaşık insanoğlunun kaygılarına hitap etmediğini savunuyorlar.
En son, birtakım eleştirmenler Soyut Ekspresyonizmin Soğuk Cenk’ın bir ürünü bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Hareketin bireyselcilik ve kendini anlatım etme üstündeki vurgusunun Sovyetler Donanması’nin kolektivist ve totaliter ideolojilerine bir reaksiyon bulunduğunu ileri sürmektedirler.
Bu eleştirilere karşın, Soyut Ekspresyonizm 20. yüzyılın en müessir sanat hareketlerinden biri olmaya devam ediyor. Mirası, Jackson Pollock, Mark Rothko ve Willem de Kooning şeklinde sonraki sanatçıların çalışmalarında görülebilir.
Soyut Ekspresyonizmin Mirası
Soyut Ekspresyonizm, çağıl sanatın gelişiminde derin bir etkiye sahipti. Minimalizm ve Pop Art şeklinde öteki avangart hareketlerin yükselişine zemin hazırladı. Ek olarak Cy Twombly, Anselm Kiefer ve Mark Rothko şeklinde birçok modern sanatçının çalışmalarını da etkiledi.
Soyut Ekspresyonizmin mirası karmaşa ve oldukca yönlüdür. Bir taraftan, geleneksel sanatın kısıtlamalarından kurtulan köktencilik ve devrimci bir hareket olarak görülür. Öte taraftan, hem de sonunda egoist ve nihilist bir hareket olarak da görülür.
Bu eleştirilere karşın, Soyut Ekspresyonizm çağıl sanat tarihli en mühim ve müessir hareketlerden biri olmaya devam ediyor. Sanatın insan durumunu yeni ve yenilikçi bir halde anlatım etme gücünün bir kanıtıdır.
IX. Soyut Ekspresyonizmi Nerede Görebilirsiniz?
Dünya genelinde Soyut Ekspresyonist eserlerin koleksiyonlarına haiz birçok müze ve galeri bulunmaktadır. Bunlardan en dikkat çekenleri şunlardır:
- Modern Sanat Müzesi Hayattaki en büyük Soyut Ekspresyonist yapıt koleksiyonlarından birine haiz olan New York şehrinde
- Whitney Amerikan Sanat Müzesi New York şehrinde, Soyut Ekspresyonizm de dahil olmak suretiyle Amerikan sanatına odaklanan
- Solomon R. Guggenheim Müzesi New York şehrinde, Soyut Ekspresyonizm de dahil olmak suretiyle çağıl ve modern sanat koleksiyonuna haiz
- Güzel Sanatlar Müzesi, BostonSoyut Ekspresyonizm de dahil olmak suretiyle Amerikan sanatının bir koleksiyonuna haiz olan
- Philadelphia Sanat MüzesiSoyut Ekspresyonizm de dahil olmak suretiyle Amerikan sanatının bir koleksiyonuna haiz olan
Bu müzelere ayrıca, dünya genelinde Soyut Ekspresyonist eserlerin sergilendiği birçok ufak galeri ve müze de bulunmaktadır. Bu galeriler, Soyut Ekspresyonist eserleri bizzat görmenin ve hareket hakkındaki daha çok informasyon edinmenin mükemmel bir yolu olabilir.
S: Soyut Ekspresyonizm Nelerdir?
A: Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York’ta ortaya çıkan bir çağıl sanat tarzıdır. Spontaneliğe ve temsili olmayan formların kullanımına vurgu yapmasıyla karakterize edilir.
S: Soyut Ekspresyonizm’in özellikleri nedir?
A: Soyut Ekspresyonizmin özellikleri içinde, betimsel olmayan formların kullanması, kendiliğindenliğe vurgu yapılması ve sanatçının manevi deneyimine odaklanılması yer alır.
S: Soyut Ekspresyonizmin başlıca sanatçıları kimlerdir?
A: Soyut Ekspresyonizmin başlıca sanatçıları içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko, Franz Kline yer alır.
0 Yorum